Üniversite eğitimine başladıktan sonra keşke dediğim birkaç nokta oldu bu nedenle üniversite derslerini daha rahat anlayıp yüksek notla geçmenizi sağlayacak birkaç tavsiye\önerim var.
1. Günü gününe çalışın
Klasik laftır aslında ve
ömrünüz boyunca duyarsınız günü gününe çalış lafını. Aslında her şeyin anahtarı
da bu. Üniversite sınavına hazırlanırken günü gününe çalışıyordum ve böylelikle
halletmem gereken dersi günlere ayırıp ders yükünü hafifletmiş oluyordum.
Üniversiteye başlayınca ister istemez eski temponuzu bir kenara bırakıyorsunuz.
Nitekim benim de öyle oldu. Şu an tam olarak bölümümle ilgili dersleri
almıyorum ama aldığım derslerin ortalamama etkisi olduğu için bütün sınavları
ciddiye alıp sınıfı geçmeyi değil, alabileceğim en yüksek puanı hedefliyorum
(Zaten başarılı olmak isteyen her insan bunu yapmalı).
Çoğu kişi genelde sınava bir
hafta veya birkaç gün kala (hatta son gün) çalışmaya başlıyor ki bu yapılan en
en EN büyük hatalardan biri. YAPMAYIN. Zaten bir gün içinde 6 dersiniz olmuyor
en fazla 3 4 dersiniz olur o da sizin yaptığınız seçime göre. Bazı derslerin
ders yükü daha hafif olur sadece gözden geçirmeniz yeterli olur. Matematik gibi
dersleriyse günü gününe ne yaptıysanız tekrar etmeniz gerekir çünkü bir hafta
kala soru soracak kimseyi bulamazsınız veya anlamadığınız birçok şey olur o yüzden
işi garantiye alıp her hafta ne işlendiyse çalışmanız yararınıza olacaktır.
2. Matematik defterinizi atmayın
Evet ciddiyim. ATMAYIN.
Matematik dersleri genelde lisenin devamı oluyor (veya aynı konular) o yüzden
lise defteriniz matematikte unuttuğunuz veya anlamadığınız yerlerde çok
yardımcı olacaktır. İlk keşkem bu konuda olmuştu. Matematikte limit, türev,
integral konularını görüyoruz ve ben keşke lise defterimi getirseydim diye
düşündüm çünkü not defterimde anlamadığım yerleri not almıştım ve içinde birçok
örnek vardı. Tabii eğer defterinizi attıysanız veya defteriniz yoksa
endişelenmeyin yani sonuçta benim de defterim yanımda değildi ve ilk sınavı
atlattım! 😊
3. Kulüp aktivitelerine gidip işin
ucunu kaçırmayın
Bizim üniversitemizde kulüpler
aktif ve genelde her hafta etkinlikleri oluyor. Eğer her etkinliğe katılırsanız
yorulup ders çalışmazsınız, derse gitmezsiniz ve böylelikle derslere gitmeme
yolunda ilk adımlarınızı atmış olursunuz. Tabiki de her insan aynı değil fakat
önce kendinizi tanımanız bu noktada çok önemli. Eğer her etkinlikten sonra
birkaç gün boyunca derslere gitmiyor ve çalışmıyorsanız bir problem var
demektir. Ya kulüp etkinliklerine katılımınızı azaltırsınız ya da oturup ders
çalışırsınız çünkü bir kere dersleri boş verince ardından birçok kez bu olay
tekrarlanıyor ve sınavdan sonra keşke kulp etkinliklerine gitmeyip ders
çalışsaydım demeye başlıyorsunuz 😊.
4. Arkadaşlarınızı iyi seçin
Aslında bu yazıyı başa koymam
en mantıklısı çünkü üniversite hayatında ailenizden çok arkadaşlarınızı
görüyorsunuz ve senelerce arkadaşlık bağını kuracağınız insanları seçmeniz
üniversite hayatınızdaki başarınız için bir hayli önemli. Eğer aileniz
yanınızda olmayacak, farklı bir şehre gidecekseniz işler sizin için zorlaşmaya
başlıyor. Üniversitede hazırlık sınıfına giderseniz lisedeki gibi bir yıl
veya bir dönem boyunca aynı insanları görüp birkaç kişiyle arkadaşlık bağını
kurmaya başlarsınız daha sonra bölüme başlayınca çevrenizdeki insanlar bir bir
azalıp sayı bir kişiye (hatta 0 kişiye) düşer. Bölüm derslerinde sınıflar
karıştığı için herkes kendi arkadaşlığını kurmuş olur ve dersi dinler çıkarlar. Bu
noktada hayatınıza kulüpler girmeye başlar ve sizde yeni arkadaşlıklar kurmaya
başlarsınız (Evet buraya kadar çok güzel). Fakat ilerleyen arkadaşlık bağınızla
birlikte bazı sorunlar da oluşmaya başlar. Başta tanıdığım kişi böyle değildi
dediğiniz durumlarla karşılaşabilirsiniz çünkü üniversite bazı insanlar için
özgürce gezip tozabileceği, amaaan okul yarım dönem uzasa ne olur gibi
insanlarla dolu. Evet özgür bir ortam olması tabiki de güzel ve elbette gezip
tozacaksınız fakat her şeyin bir sınırı var. Arkadaşlarınızla daha çok vakit
geçireceğiniz için bulunmak istemediğiniz ortamlara sürüklenmeniz çok kolay oluyor
hele ki hayır diyemeyen bir kişiyseniz. Üniversitede her türden insan olduğu için ders çalışmanızı etkilemeyecek sizi anlayışla karşılayan kişilerle arkadaş
olun. Eğer gerçekten arkadaşsanız zaten sizi anlayışla karşılayacaktır. Şunu da
eklemeden edemeyeceğim HAYIR DEMESİNİ BİLİN!
5. Kendinize vakit ayırın
Elbette her şey dersten
ibaret değil. Yeteneklerinizi ve ilgi alanlarınız ortaya çıkarmada
üniversitenin rolü çok büyük. Bazen çok severek gitmiş olduğunuz bölümlerin
size uygun olmadığını ilgi alanlarınız ve yeteneklerinizle keşfediyorsunuz bu
nedenle kendinize vakit ayırıp ilgi duyduğunuz şeyleri, yeteneklerinizi
keşfedin. Bu hem kişisel gelişiminiz için önemli (misal benim blog açmam gibi
:)) hem de mutlu olursunuz 😊. Okula başlamadan önce
oryantasyon haftası oluyor birkaç gün sürüyor, gittiğinizde okuldaki kulüpler stant
açıyor ve size o kulüp hakkında bilgi veriyorlar. Kulübe üye olup (daha sonra
da olabiliyorsunuz) dönem içerisinde aktif rol aldığınızda ilgi alanınızı
keşfedebilirsiniz veya bu kulüp bana uygun değil deyip başka bir kulübe üye
olursunuz. Mesela girişimcilik, pazarlamayla alakası olmayan bölümdeki
insanları bu kulüplerde görebilirsiniz. Seminerler de bu konuda çok yardımcı
oluyor hemen hemen hafta içi her gün mutlaka bir seminer oluyor. Yani demem o
ki okulun kendinizi tanımanız ve ilgi alanlarınıza yönelmeniz için sağladığı
imkanlar çok 😊 Kulüpler sayesinde hem
derslerden bir kaçamak yapıp kendinize vakit ayırmış olursunuz (arkadaşlarınızla
dışarıda gezmek dışında tabii) hem de kişisel gelişiminize katkıda
bulunursunuz.
Bir sonraki yazıda görüşmek
üzere! 😊
0 Comments