Advertisement

Main Ad

Üniversiteye Yeni Başlayacak Olanlara 5 Tavsiye



Üniversite eğitimine başladıktan sonra keşke dediğim birkaç nokta oldu bu nedenle üniversite derslerini daha rahat anlayıp yüksek notla geçmenizi sağlayacak birkaç tavsiye\önerim var.


1.  Günü gününe çalışın
Klasik laftır aslında ve ömrünüz boyunca duyarsınız günü gününe çalış lafını. Aslında her şeyin anahtarı da bu. Üniversite sınavına hazırlanırken günü gününe çalışıyordum ve böylelikle halletmem gereken dersi günlere ayırıp ders yükünü hafifletmiş oluyordum. Üniversiteye başlayınca ister istemez eski temponuzu bir kenara bırakıyorsunuz. Nitekim benim de öyle oldu. Şu an tam olarak bölümümle ilgili dersleri almıyorum ama aldığım derslerin ortalamama etkisi olduğu için bütün sınavları ciddiye alıp sınıfı geçmeyi değil, alabileceğim en yüksek puanı hedefliyorum (Zaten başarılı olmak isteyen her insan bunu yapmalı).
Çoğu kişi genelde sınava bir hafta veya birkaç gün kala (hatta son gün) çalışmaya başlıyor ki bu yapılan en en EN büyük hatalardan biri. YAPMAYIN. Zaten bir gün içinde 6 dersiniz olmuyor en fazla 3 4 dersiniz olur o da sizin yaptığınız seçime göre. Bazı derslerin ders yükü daha hafif olur sadece gözden geçirmeniz yeterli olur. Matematik gibi dersleriyse günü gününe ne yaptıysanız tekrar etmeniz gerekir çünkü bir hafta kala soru soracak kimseyi bulamazsınız veya anlamadığınız birçok şey olur o yüzden işi garantiye alıp her hafta ne işlendiyse çalışmanız yararınıza olacaktır.


2.   Matematik defterinizi atmayın
Evet ciddiyim. ATMAYIN. Matematik dersleri genelde lisenin devamı oluyor (veya aynı konular) o yüzden lise defteriniz matematikte unuttuğunuz veya anlamadığınız yerlerde çok yardımcı olacaktır. İlk keşkem bu konuda olmuştu. Matematikte limit, türev, integral konularını görüyoruz ve ben keşke lise defterimi getirseydim diye düşündüm çünkü not defterimde anlamadığım yerleri not almıştım ve içinde birçok örnek vardı. Tabii eğer defterinizi attıysanız veya defteriniz yoksa endişelenmeyin yani sonuçta benim de defterim yanımda değildi ve ilk sınavı atlattım! 😊


3.  Kulüp aktivitelerine gidip işin ucunu kaçırmayın
Bizim üniversitemizde kulüpler aktif ve genelde her hafta etkinlikleri oluyor. Eğer her etkinliğe katılırsanız yorulup ders çalışmazsınız, derse gitmezsiniz ve böylelikle derslere gitmeme yolunda ilk adımlarınızı atmış olursunuz. Tabiki de her insan aynı değil fakat önce kendinizi tanımanız bu noktada çok önemli. Eğer her etkinlikten sonra birkaç gün boyunca derslere gitmiyor ve çalışmıyorsanız bir problem var demektir. Ya kulüp etkinliklerine katılımınızı azaltırsınız ya da oturup ders çalışırsınız çünkü bir kere dersleri boş verince ardından birçok kez bu olay tekrarlanıyor ve sınavdan sonra keşke kulp etkinliklerine gitmeyip ders çalışsaydım demeye başlıyorsunuz 😊.


4.   Arkadaşlarınızı iyi seçin
Aslında bu yazıyı başa koymam en mantıklısı çünkü üniversite hayatında ailenizden çok arkadaşlarınızı görüyorsunuz ve senelerce arkadaşlık bağını kuracağınız insanları seçmeniz üniversite hayatınızdaki başarınız için bir hayli önemli. Eğer aileniz yanınızda olmayacak, farklı bir şehre gidecekseniz işler sizin için zorlaşmaya başlıyor. Üniversitede hazırlık sınıfına giderseniz lisedeki gibi bir yıl veya bir dönem boyunca aynı insanları görüp birkaç kişiyle arkadaşlık bağını kurmaya başlarsınız daha sonra bölüme başlayınca çevrenizdeki insanlar bir bir azalıp sayı bir kişiye (hatta 0 kişiye) düşer. Bölüm derslerinde sınıflar karıştığı için herkes kendi arkadaşlığını kurmuş olur ve dersi dinler çıkarlar. Bu noktada hayatınıza kulüpler girmeye başlar ve sizde yeni arkadaşlıklar kurmaya başlarsınız (Evet buraya kadar çok güzel). Fakat ilerleyen arkadaşlık bağınızla birlikte bazı sorunlar da oluşmaya başlar. Başta tanıdığım kişi böyle değildi dediğiniz durumlarla karşılaşabilirsiniz çünkü üniversite bazı insanlar için özgürce gezip tozabileceği, amaaan okul yarım dönem uzasa ne olur gibi insanlarla dolu. Evet özgür bir ortam olması tabiki de güzel ve elbette gezip tozacaksınız fakat her şeyin bir sınırı var. Arkadaşlarınızla daha çok vakit geçireceğiniz için bulunmak istemediğiniz ortamlara sürüklenmeniz çok kolay oluyor hele ki hayır diyemeyen bir kişiyseniz. Üniversitede her türden insan olduğu için ders çalışmanızı etkilemeyecek sizi anlayışla karşılayan kişilerle arkadaş olun. Eğer gerçekten arkadaşsanız zaten sizi anlayışla karşılayacaktır. Şunu da eklemeden edemeyeceğim HAYIR DEMESİNİ BİLİN!


5.  Kendinize vakit ayırın
Elbette her şey dersten ibaret değil. Yeteneklerinizi ve ilgi alanlarınız ortaya çıkarmada üniversitenin rolü çok büyük. Bazen çok severek gitmiş olduğunuz bölümlerin size uygun olmadığını ilgi alanlarınız ve yeteneklerinizle keşfediyorsunuz bu nedenle kendinize vakit ayırıp ilgi duyduğunuz şeyleri, yeteneklerinizi keşfedin. Bu hem kişisel gelişiminiz için önemli (misal benim blog açmam gibi :)) hem de mutlu olursunuz 😊. Okula başlamadan önce oryantasyon haftası oluyor birkaç gün sürüyor, gittiğinizde okuldaki kulüpler stant açıyor ve size o kulüp hakkında bilgi veriyorlar. Kulübe üye olup (daha sonra da olabiliyorsunuz) dönem içerisinde aktif rol aldığınızda ilgi alanınızı keşfedebilirsiniz veya bu kulüp bana uygun değil deyip başka bir kulübe üye olursunuz. Mesela girişimcilik, pazarlamayla alakası olmayan bölümdeki insanları bu kulüplerde görebilirsiniz. Seminerler de bu konuda çok yardımcı oluyor hemen hemen hafta içi her gün mutlaka bir seminer oluyor. Yani demem o ki okulun kendinizi tanımanız ve ilgi alanlarınıza yönelmeniz için sağladığı imkanlar çok 😊 Kulüpler sayesinde hem derslerden bir kaçamak yapıp kendinize vakit ayırmış olursunuz (arkadaşlarınızla dışarıda gezmek dışında tabii) hem de kişisel gelişiminize katkıda bulunursunuz.


Bir sonraki yazıda görüşmek üzere! 😊













Post a Comment

0 Comments